Sinüzit var. 3 gündür aynı yer felaket derecede ağrıyor sanki oradan canlı can vida sokuyorlar gözüm falan sızlıyor
Uyuyunca azalıyor ama tam geçmiyor. Ağrı kesici kullanmadım.

Sağ kaşımın başladığı yerdeki kemikte başlıyor tam Simetrik ensemden çıkıyor ama beynimin sağ lobu iptal zonkluyor


Napabilirim?

Hala yasak mi bileniniz var mi? Geçen harbiye orduevine sordum o rüküş sakalli halimle bile girebilecegimi soylediler. Diger yerlerde nasil durum?

(git: www.afsp.org)

Yukarıdaki linkte (Figure 6) görebileceğiniz gibi ABD'nin batı eyaletlerinde (Utah, Nevada, Montana vs) 100,000 kişi başına intihar oranları en yüksek seviyelerde.

Sizce neden yüksek?
Pek de bilimsel olmayan bir ödev hazırlıyorum. Bölgelerin kırsal olması ve insanların izole olarak yaşaması, ateşli silahlara kolay erişim gibi sebepler bulabildim.

Teşekkürler.

geçen sene bu zamanlarda yemeksepetinde çiğ köfte siparişi verebileceğim en az 10 yer vardı. şu anda tek bir tane bile yok. hepsi birden kaybolmuş gitmiş. dedim benim oturduğum semte özeldir herhalde bir de şehir genelinde bakayım ne kadar yer var diye çok çok az kalmış öyle de.

etrafta da öyle eskisi kadar yoğun rastgelmiyorum artık. bir ara adım başı çiğköfteci olurdu.

bitti mi bu furya artık her önüne gelen çiğköfteci açıp durmuyor herhalde?

survivorda çaldı 1 saat önce falan. Bulamadım bi türlü. Hep wake me up diye başka bi şatkı çıkıyo o değil.

Yarın kütüphaneye gideceğim ama bulamazsam yine duyuru açacağım. Şimdi bana söyleyin, postmodern zamanı yani 80'ler sonrası filan diyelim dünyada evlilik kurumunun geldiği durum, efenime söyliyim eşcinsel evlilikler vs... Bununla alakalı güzel bir link var mi kaynak olarak araç çubuğunu kullanabileceğimizi söyledi hoca. <3 var mı bi site, bi link ya da kitap ya da yazar?

Şimdi yeni bir eve tasındık ve tasındığımız evin tam kapı komsumuz çok iyi ve o kadar iyi ki

-Her daim yemek yapıp getiriyolar
-Gece geç saatlere kadar bizimle sohbet edip evine davet ediyor
-Değişk değişik yemekler yapıp getiriyolar (ahtapot salatası gibi )
-Arabasıyla bizimle ev eşyası falan seçiyolar
-Evimizi döşerken o kadar ilgililer ki bizden daha çok akıl yürütüyorlar

Asıl soru sizce bu insanlar neden bu kadar iyi ?

Bu şarkı nedir?

Ss aldığınız metni, word dosyasına çeviriyordu. O lazım. Neydi o?

Dediğim gibi agnostiğim ve cinlere inanmıyorum. Şimdi bu durum sadece rüya içinde rüya gördüğümde ve rüyada olduğumu farkettiğimde oluyor.

Bugün yine lusid rüya için siesta yapıyordum. -öğle uykularında rüyalar daha yoğun hatırlayabildiğim için- 1 saat uyuyorum ve tam remin ortasında uykunun içine edecek alarm kuruyorum akabinde uyumaya devam edince dalarken düşündüğüm şeyi rüyaya çevirebiliyorum(bazen de uyanmadan önce gördüğüm şeye bilinçli olarak dönmeye çalışıyorum) ya da gördüğüm rüyada farkındalık kazanma konusunda daha başarılı oluyorum. -uzun zamandır denediklerim arasında en başarılı olan yöntem bu-

Ya farkeder farketmez uyanıyorum ya da çok heyecanlanıp rüya ani bi şekilde sona eriyor. Ayda 1 ya da maksimum 2 defa içinde adam akıllı kalabildiğim kısmen kontrol ettiğim rüya görüyorum-onlarda bile kısa süre sonra banlanıyorum- Bugün çalan alarm sonrası uykuya daldım ve rüyamda odamdayken bi anda farkettim aha aha evett rüyamdayım diyorum ama böyle sanki bi yandan da yatakta olduğumu hissediyorum gerçeklikle rüyam arasında gidip geliyorum.

Tam oldu laaan havasındayken yine rüyam kesildi ve yatakta gözüm açıldı ve tıpkı bana benzeyen mahlûk karşımda simsiyah yüz ve bembeyaz göz ile bana gülümsedi. Ama hâlâ gerçekliğimi kaybetmiş durumdayım. Gerçekten cin gördüğüme emindim. Birkaç sn kıvranmam sonunda kayboldu ama uyku felcinden mütevellit bir süre daha hareket ettiremedim vücudumu. Olaydan sonra ilk dakikalar o kadar korkmuş durumdaydım ki agnostik olduğumu ve daha önce bunu defalarca yaşadığımı bile hatırlamayıp gerçekten cin basma vakası yaşadığımı zannettim.

Gerçek olmadığını biliyorum tabi hemen kendime geldim sonrasında mamfih ne zaman rüyamda olduğumu farketsem o matkap sesiyle birlikte hareketsiz kalıyorum ve değişik görüntüler görüp zar zor kendimi uyandırıyorum. Kalktıktan sonra da klasik uyku felci yaşıyorum. Ne zaman ama ne zaman rüyada bilinç kazansam bu durum başıma geliyor.

3-4 sene öncesine kadar ağır dindar namazında müslümandım ve çocukluktan beri cinlerden çok korkardım. Ama dediğim gibi en ufak inancım yok cinlere karşı ki dinsizliğimin ilk evrelerinde her türlü çağırma/küfür ritüelini uygulamışımdır tık yoktu. Lusid rüyaya başladığımdan beri yaşadığım bi durum ve artık bu durum
yüzünden lusid denemelerini bırakmayı düşünüyorum.

Mesela yine bi gün odamdaydım kot pantolon giyiyordum karanlıkta. Bi dk benim bu karanlıkta burada ne işim var hem ben asla kot giymem ki! der demez bi anda yatağa sürüklenip anlamlandıramadığım kara görüntüler ve kafamı delercesine titreten ve gerçekliğimi bozan matkap sesi eşleğinde yatakta yine uyku felci çekerek uyandım. Çoğu sırt üstü yatmamdan mütevellit yaşadığım uyku felcinin sonucu olarak gördüğüm klasik hipnopompik sanrı olduğuna eminim. ama bugün özellikle yan yatıyordum hatta yanlışlıkla sırt üstü gelmeyim diye yastıkla desteklmiştim sırtımı.

Benim düşüncem şu; lusid denemeleri yarı-başarılı olduğunda heyecanlanıp uyanıyorum ve bi anda remin ortasında kendi kendime uyandığımda uyku felcine girip sanrılar görüyorum. Ama bugün deneyimlediğim gibi sırtüstü olmasa bile lusid tek başına hipnopompik sanrıya neden olabiliyor.

Siz ne düşünüyorsunuz? Psikolojik temeli nedir uyku felcinde sanrılar görmemizin. Siz uyku felcinde neler görüyosunuz? Gördüğüm şeyin küçüklük korkularıyla alâkası var mı yoksa genel olarak insanlar cinimsi görüntüler mi görüyor?

Tabi bir de bonus agnostikimsi soru eklemek lazım:

Bu rüya sonrası sanrı olaylarının hepsinin bilinçaltının rüya kontrolünü kaybetmemesine yönelik ürettiği bir koruma olma ihtimali nedir? Evet çok komik ama bildiğiniz bekçi gibi. Sanki bilinçaltım ne zaman rüyada bilince kavuşsam "buralarda sadece ben at koşturabilirim ulan" dermiş gibi beni dışarı atıp bunları yaşatıyor. Bu beyin nasıl bir şeydir arkadaş.

Cevaplarda cinlerin gerçek olup olmadığına yönelik diretmeler değil, rüyada bilinci kazanamam ile bölünmesi ve sonrasında görülen sanrıların çocukluk korkumu içermesinin psikotik temelini anlatacak cevaplar arıyorum. Ha tabi siz de uyku felci sırasındaki gördüğünüz sanrıları nasıl yaşadığınızı anlatabilirsiniz.

p.s. Tabi ki de bir cinin genelgeçer fiziksel özellikleri yok. Kara bir şey gördüm diye cin dedim ama gördüğüm şeyler benim çocukluk zamanındaki kafamdaki cin tanımlamasına uyuyor genelde.

5-10 sene once okuldan, tvden, kulaktan, cevreden hep turk halkini tanidigimi zannederdim. hani coca cola, kent, turkcell bilmem ne reklamlarinda biz bagiririz da cagiririz da birbirimizi severiz minvalindeki seyler gibi hep genellerdim turk halkini. ama yurtdisini gorunce, insanlari ve olaylari daha iyi analiz edince daha dogrusu olgunlasinca turklerin pek de oyle kategorize edilecek bir millet olmadigini idrak ettim. hirsizi, tecavuzcusu, asiri bagnazi, hapcisi, enteli, iyi kalplisi, duygusali, basarilisi, sicakkanlisi, sogukkanlisi binbir turlu insan var. turk halki soyledir diyemiyorum.

siz de durum nedir? turk halki soyledir diyebilir misiniz?

not: yuksek guvenlikli sitelerde oturup ise arabayla gidip kendi cevresinden ornekle turk halkini degerlendirenlerin gorusleri elbette kabul gormeyecektir. ayni sekilde varos mahalleden disari adim atmayanin da. amacim her tipten turk insanini anlayacak derecede etkilesimde bulunan insanlarin goruslerini almak.

Şarkıcı sarışın bir adam. Rockçı. Erken ölengillerden. Kıvırcık hafiften saçları, çene hattı çok belirgin, uzun yüzlü. Heykel de bayağı heykel ama bilmiyorum kimin heykeli. Ve bu adam bu heykele çok benziyordu. Müthiş bir benzerlik vardı. Bildiklerim bu kadar görsem hemen hatırlarım. Kimdi bu şarkıcı?

Türban şapka mı deniyor, adı ne bilmiyorum. Adını sormuyorum. Adını boşveriyorum. Nerede satılır, Ankara'da gören oldu mu? Birinde görüp sordum ( çat diye sormadım tabi ki) İspanya'dan dedi. :d nice... Ankara'da bilen var mı?

Maviyi hiç sevmememe rağmen kıyafetlerimde maviyi tercih ederim niyeyse.Hatta aldığım son üç tişörtte gömlekte mavi aldım neden acaba? giysiler dışında maviyi tercih etmem ne iş?

Bu cümleyi çevirir misiniz?
A fourth sociologist might be part of a team developing signs to warn people living thousands of years in the future, and speaking many different languages, to stay away from still-dangerous nuclear waste.

Yaptım da nükleeri içine katamadım.

Şimdi, felsefe tarihi üzerine yaptığım okumada Descartes, Kant, Hegel, Darwin, Marx ve Freud ilgimi çekti. Sırasıyla okumak istiyorum, dolayısı ile Descartes ile başlama planım var.

1) Descartes'ın hangi kitabını okumalıyım?
2) Descartes ve empiristleri (Hume, Locke vs) atlayıp bunları birleştiren Kant'a geçsem nasıl olur?
3)Kant'a geçersem onun hangi kitabını okumalıyım?

Şimdiden teşekkürler.

Edit: Yapmak istediğim bu kişilerin düşünceleri hakkında biraz daha fazla bilgi sahibi olmak.

bir application var mı iphone için?

bizzat kullandığınız uygulamar olursa daha iyi olur, ücretli ya da ücretsiz farketmez.

Ansızın ortadan kaybolan çocuk. Ya da bir anda başka yerde beliren çocuk. Ismi buna benzerdi. Bilen var mı? Yazarı ünlü/ yabancı. Koyu mavi, evli mevli güzel bir kapak tasarımı vardı. Çocuk kitabı mı bilemiyorum ama çok da ince bir kitap değildi. Belki 300 sayfa filan...

nasıl bir süreç izlediniz, ne kadar sürdü, ne kadar vakit ayırdınız? genel olarak her türlü anlatacağınız şeye açığım.

Geçen yıldan kalan dersim tamamen ortadan kaldırıldı. Asistana sordum, yerine bi ders seçmem ve dilekçe vermem lazımmış. Asistana altı yüz tane soru sorduğum için bunu da sormayayım dedim. dilekçeyi kime yazmam lazım bilen var mı?

bu hayattan soğutan şeyden kendisinde de olan duyuru sakini var mı? önlemek için ne yapıyorsunuz?

Bana kur yapan, çok nazik ve özenli davranan biri var; ancak ben bu insanı ilk gördüğüm anda ciddi bir antipati ve korku karışımı duygu duyduğumu hatırlıyorum. Sizce ne kadar güvenilir ilk izlenimler?

Bu mal telefonda bazı numaralar beni aradığında hem cevap ver hem reddet ihtimalleri görünürken bazen sadece cevap ver görüyor. Niye reddet görünmüyor?

bugüne kadar okuduğum kitap sayısı bir elin parmaklarını geçmez. kitap okumak istiyorum. ne okuyacağımı bilmiyorum.
güzel filmlerin ortaya çıkmasını sağlayan kitaplar olabilir, beni okumaya alıştıracak bir kitap olabilir. başlangıç seviyesi kitap olabilir. bir el atın şu kardeşinize de azcık kültürleneyim.

bugun depresif ruh halim sebebiyle gençlik, ölüm gibi kavramlar üzerine düşündüm biraz. 50 yıl sonra şu ana dönmek için can atacağımı hayal ettim. Ama öte yandan şu andan zevk de almıyorum. anın tadını çıkartamıyorum.
10 yıl öncesine dönmek için ise çok şeyler veririm. tekrar gençliğimin başında olmak için.

Neyse sorum şu: deseler ki 10 yıl öncesine döneceksin (ama son 10 yılda yaşananları bilmeden, o tecrübe olmadan), kabul eder misiniz? geçmiş şimdiden daha mı iyiydi?

2 yıl iphone kullandım. 1.5 yıldır ipad kullanıyorum.

Çok abartılmış şişirilmiş cihazlar değil mi? Özgürlük minimum seviyede. 2000 tl verdiğin telefonuna download yapamıyorsun. Emaile istediğim dosyaları ekleyemiyorum. Kapalı bi sistem olduğu için dosyalara da erişilmiyor.

Şu cihazları insan gibi kullanabilmenin bi yolu yok mudur? Stabil stabil dediler, ios 8 yükledik, mis gibi çalışan ipad in ağzına sıçıldı. Facebook a gir, twittera gir, watsapa gir, internete bak ve bunlar için bi dolu para ver.

Çok abartı değil mi ya? Yanlış düşünüyorsam sebepleriyle birlikte söyleyin. Ciddi ciddi mallığın bende olduğunu düşünmeye başlıyacam çünkü.

Bir kafede insanlar. Siyahi bir kadın vardı. Yavruağzına yakın renkte elbiseli bir kadın vardı ama sırtı dönüktü. Bu tablonun adını bilen?

türkiye'de roman ya da sanat sosyolojisi çalışmaları hakkında ne biliyorsunuz? roman ya da sanat sosyolojisi üzerine çalışması olan birileri varsa isimlerini ve çalışmalarını söyleyebilir misiniz?

Trt 2'de ya da trt'li başka bir kanalda yayımlanmıştı. 5-6 yıl önce ya da belki 10 yıl önce emin değilim ama 2000'li zamanlar olduğuna eminim.

Başroldeki kız kısa, kabarık saçlara sahipti. Dağınık, küçük bir evi vardı. Bir ayakkabı giyiyordu ve anında saçları memoli gibi oluyordu, hiçbir şey yapmıyordu ama ayakkabı sayesinde yüzü makyajlanıyordu. Felaket cümleler kuruyorum, farkındayım; kusura bakmayın.

Bu film yıllardır hep aklımda. Bilen var mı?

Sevgi denen duygu akışıyla ilgili de heterodoksi düşüncelerim var ama kafa açmak istemiyorum şimdi. Bilahare değineceğim. Şimdi bir şey sormak istiyorum; sevilmekten tuhaf bir rahatsızlık duyuyorum, bu duyguyu hissetmenin, seviliyor olmanın insanı yücelten bir tarafı olduğunu biliyorum, duyumsuyorum, fakat bu sevilmek hâli, aynı zamanda insanı kısıtlıyor sürekli, sevildiğim çizgide kendimi sabitlemek durumunda gibi de hissettiriyor. Ayrıca sevgi bağının hem seveni sevilene, hemde sevileni sevene karşı esrik kılan bir tutarsızlığı da var. Özetle sevgiyi kafamda kodladığım hakikat çizgisiyle eşleştiremiyorum. Sevgi insanları rasyonellikten uzaklaştıran uyuşturucu bir madde gibi.. ya da hissetmeyince kendimizi kötü hissettiren bir dışa bağımlılık. Kafamda çözemediğim bazı şeyler var, ne kadar anlatabildim bilemiyorum.

saçma başlık oldu biliyorum. olay şu;

insanları inceleme hastalığım var. sürekli izlerim sapık gibi çaktırmadan (gözünüzde canlandırın diye, yoksa sapık falan değilim). ne giymiş, saçını bugün nasıl jölelemiş, kravatını dünden farklı bağlamış, ayakkabısı yeni galiba vs. diye incelerim. çoğu da istem dışı oluyor, incelerken başka şeyler düşünmeme yardımcı oluyor gibi.

şimdi çalıştığım yerde bi sekreter var yaklaşık 8 aydır burada. çalıştığım yerde 4 kişiyiz. 2 kişi sürekli seyahatte, ben %70 ofis, gerektiği durumlarda seyahatte, sekreter hep ofiste. odalarımız farklı, altlı üstlü diyebilirim. aramız da iyidir ama öyle enseye tokat değiliz.
bu kadının yanına ne zaman insem zangır zangır elleri titriyor. ama gerçekten zangır zangır. o da rahatsız oluyor bundan hissediyorum ama ben hiç oralı olmuyorum, hiç fark etmiyormuşum gibi davranıyorum (şaşı adamın şaşı gözüne bakmamak gibi :d )
ama atıyorum kendisine kahve yapıyor mutfakta, ben de iniyorum kahve yapmaya, o sıra eller normal, ben gelince zangır zangır titriyor yine. ya da telefonda konuşuyor, ben depo kısmında bişeylerle uğraşırken görüyorum telefonda konuştuğunu, yine normal, odasına yaklaşıyorum "kim? bana mı?" işareti yapıyorum yine titriyor.
başlarda heyecandandır, yeni iş, ortam falan diyordum ama 8 ay oldu ya. ulan bende mi sorun var diyorum, yoo her şey tam olarak olması gerektiği mesafede. aklıma "lan bu bana aşık falan da ondan mı böyle titriyor" gibi saçma bi düşünce bile geldi ama kadın 48 yaşında kendi halinde takılan biri.

artık ben de rahatsız olmaya başladım ama. tamam biliyorum onun da elinde değil, ama her evrak uzattığında falan zangır zangır titreyen eller de görmek bazen geriyor beni.
acaba bir rahatsızlığı mı var? ya da bir ara konusunu açsam mı? çok da merak ediyorum çünkü neden böyle diye. belki bi yardımımız da dokunur?

neler şapşikler.

sıkıldım aynı şarkıları dinlemekten. duygusal değil de böyle cıstak cıstak tarzda.
var mı piyasa şarkısı.

hakkında ne düşünüyorsunuz? suan saclarım omuzlarımı bıraz gecıyor ve dalgalı acayıp kahkul ıstıyorum ama 4 yıl once kestırıp hıc kullanamadım cunku dalgalanıp sunepe gıbı oluyorum ya sureklı duzlestırıcem ya da bılemıyorum napsam kı? çok istiyorum ama düz saçlı olsam sureklı kahkul ve kut saclı gezerdım Zooey Deschanel gibin :(

üniversitede vizeden 60 finalinden 5 alarak kaldığım dersin bütüne "girsem yine kalıcami bu hoca geçirmez" deyip girmemiştim. ama şimdi notlara baktığımda bütten 61 alıp geçtiğim görünüyor. ileride karşıma neden söylemedin böyle birşeyi deyip sorun çıkarırlar mı?

Digerlerini döver?

Ne önerirsiniz? Şu edebi filmi mutlaka izle dediğiniz mesela. Nedir değerli arkadaşlar?

siz de üzülüoyr musunuz ? evde şu an okuyamadığım baya kitap var -martin eden, yolda, genç werther vsvsvs- bir türlü giremiyorum içine kitabın. ama sanki bugün okumazsam da bir daha okuma fırsatım olmazmış gibi paranoyakça hisler içerisindeyim. neyse. yalnız değilim dimi ?

sosyoloji okumus ya da hakkinda bilgisi olan birisi bana bir giris kitabi onerebilir mi ? Icerisinde butun kuramlarin, sosyolojiye baslandiginda bilinmesi gereknleri iceren bir sey.

yakınınızda kağıt kalem varsa üzerine karalamalar yapıp, bir şeyler yazar mısınız? evet ise neler yazarsınız?

ben mesela sürekli adımı ve soyadımı yazıyorum. Egoist biri miyim ki acaba?